Yaren Yapak – Mutlaka İzlenmesi Gereken 5 Almodovar Filmi
Mutlaka İzlenmesi Gereken 5 Almodovar Filmi
Uluslararası düzeyde tanınan İspanyol yönetmen Pedro Almodovar, filmlerinin çoğunda yönetmen koltuğunda otururken aynı zamanda bu harikulade filmlerin senaristiliğini yapıyor. Her filmi birbiri ile bağlıymış hissi uyandıran, kadınları kadınlarla anlatan Almodovar’ın ilk uzun metraj filmi Pepi, Luci,Bom 1980’lerde seyirci ile buluşuyor. Klasik bir Almodovar imzası diyebileceğimiz ‘aşk, kaos ve kırmızı’ üçlüsünü, ikili ilişkileri, bu ilişkiler arasındaki çatışmaları ve bu çatışmaların nasıl çözümlendiğini farklı boyutlarla ele almak Almodovar sinemasının en öne çıkan ögeleri.
Bu doğrultuda, ben de, kendi öznel değerlendirmelerime göre mutlaka izlenmesi gereken beş Almodovar filmi başlıklı bir liste yaptım.
5.La piel que habito (The Skin I Live in/İçinde Yaşadığım Deri) – 2011
İzlerken kendimizi çıkışı olmayan bir intikam hikayesinde bulduğumuz İçinde Yaşadığım Deri, hiç şüphesiz ki Almodovar’ın en çok ses getiren filmlerinden biri. Adım adım işlenen kusursuz planlarla Almodovar, psikolojik sorunları olan bir cerrahın mesleğini nasıl bu denli kötüye kullanabildiğini izleyiciye aktarıyor. Tetikleyici sahneleri bulunan film, merak unsurunu etkili bir şekilde kullanarak sürükleyiciliği ustalıkla inşa ediyor.
4.Hable con ella (Talk to Her/Konuş Onunla) – 2002
Hiçbir ortak noktası olmayan iki adamın kaderinin bir hastane odasında buluştuğu film, Konuş Onunla. Sıradan olmayan birçok şeyi sıradanmış gibi gösteren Almodovar bu filminde oldukça fazla duyguya en salt şekilde dokunuyor. Aşkı, saplantıyı, dostluğu ve ahlakı farklı perspektiflerden izliyoruz. Almodovar birçok filminde olduğu gibi bu filmde de yalnız iyi karakterlere yer vermiyor, rahatsız edici karakterleri de hikayesinde başrole koyuyor. Konuş Onunla, hikayesini bu defa kadınların değil, iki kadının etrafındaki erkeklerin ekseninde oluşturarak yönetmenin diğer filmlerinin arasında kendisini gösteriyor.
3.Madres paralelas (Parallel Mothers/Paralel Anneler) – 2021
Almodovar’ın vizyona girmiş son filmi, Paralel Anneler, aynı hastanede aynı gün doğum yapan iki kadının hikayesine odaklanıyor. Ancak bu iki kadının anneliğe dair hissettikleri aynı değildir ve onları bağlayan bir şeyler vardır. İzlediğim en güncel Almodovar filmi olması ile Paralel Anneler, yönetmenin diğer filmlerinde işlediği kadınlık, aşk ve drama gibi birçok temayı barındırıyor ancak dili daha verimli kullanıyor. Bunu yaparken aynı zamanda sinemanın estetik kaygısını da diğer filmlere kıyasla daha çok ön planda tutuyor.
2.Mujeres al borde de un ataque de nervios (Women on the Verge of a Nervous Breakdown/Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar) – 1988
Almodovar’ın izlemiş olduğum en eski filmi olan Sinir Krizinin Eşiğindeki kadınlar, adından da anlayabileceğimiz üzere seyirciye muhteşem bir tempoyla farklı hayatlardan kadınları ve bu kadınların yaşadığı sinir krizlerini sunuyor. Film boyunca, izleyici, olayların ve yanlış anlaşılmış her durumun farkında. Bu belki de başka bir senaryoda sıkıcı olabilecekken Almodovar sinemasında karakterler arasındaki bağlantıların çözümlenmesi veya bir sona ulaştırılması açısından merak uyandırıcı bir etmen oluyor.
1.Volver (Return/Dönüş) – 2006
Uluslararası alanda Almodovar’ın en ses getiren filmlerinden birisi olan Volver, bu listede senaryosu ve sinematografisi ile ilk sırada bulunuyor. Annesi vefat etmiş, kızı ve eşi ile yaşayan bir annenin hayatını konu alan film, kapalı kapıların ardındaki bazı sırların görünür hale gelmesiyle başlıyor. Muhteşem oyunculukların sergilendiği bu film, başından sonuna seyircilere her duyguyu doruk noktasında yaşatıyor. Yazının başında da belirtmiş olduğum Almodovar’ın ‘aşk, kaos ve kırmızı’ üçlüsü bu filmde oldukça ön plana çıkıyor ve film, adeta Almodovar’ın kendine has bir imzasına dönüşüyor.